30 Mayıs 2012 Çarşamba

BİR AVRUPA HİKAYESİ



12 Mayıs Cumartesi günü play-off'un son maçlarında Eskişehirspor deplasmanda oynadığı Sivasspor maçını kazanmış ve iddasız (?) Bursapsor'un İ.B.B.'yi deplasmanda yenmesi ile Beşiktaş'ı Uefa avrupa ligine göndermesi sonucu tükenen hayellerin,umutların  yok olmasının üzüntüsünü daha atamamışken UEFA'nın masaya yumruğunu vurması ile tekrar Eskişehirspor'umuz avrupa kupalarına katılma şansını yakaladı...




TFF'nin saçma sapan kuralları ile avrupa şansı elinden alınan Eskişehirspor UEFA'nın Beşiktaş ve Bursaspor'u 1 yıl avrupa kupalarından men etme kararı ile belkide hak ettiği avrupa kupasına katılma hakkını elde edicek..Eskişehirspor'un avrupa kupalarına katılma şansı %99 çünkü Beşiktaş ve Bursaspor Cas'a başvursada Cas'ın Beşiktaş'ın cezasını iptal etme olasılığı yok denecek kadar az..Bursaspor'un Cas başvuru şansı Beşiktaş'tan daha fazla o yüzden Bursaspor'un cezası iptal olsa bile Beşiktaş'ın cezası iptal olmayacağı için Eskişehirspor avrupa liginde oynama şansını yakalamış bulunuyor.


Eskişehirspor'un avrupa ligine katılması haberi tüm Eskişehirliler gibi beni de çocuk gibi sevindirmiş, ESES bayrağını balkona astırmıştır.




Gelelim işin olumsuz yönlerine;
Avrupa ligine katılmak ile iş bitmiyor..Kaliteli ve uygun fiyatlarda gerekli yerlere transfer yapılması şart..Taraftarın yönetime olan güvensizliği zaten en büyük olumsuzluk ve yönetimin bu işi eline yüzüne bulaştırmadan gerekli hazırlıklara başlaması gerekiyor bu satten sonra en ufak hatayı bu şehir affetmez..Eskişehirspor'un avrupa ligine katılması resmileşir, kesinleşirse maçların nerede oynanacağı da kafa karıştıran konulardan. hiçbir eskişehirli-eskişehirsporlu, eskişehirspor'un avrupa ligi maçını eskişehir dışında başka bir yerde oynanmasını istemez. taraftar, Türkiye'de başka bir şehirde olsa yine maça gider ama eskişehir' taraftarı ve şehri yıllar sonra gelen avrupa hikayesinin keyfinden mahrum kalmak istemez..Yönetim yeni stadyum yetişmeyeceği için iyileştirme çalışmarını ve stadyumu UEFA standartlarına getirmek için geceli gündüzlü çalışılmalıdır.Birde Anadolu üniversitesi 2 eylül stadı  uefa kriterlerine uygun olabilir çünkü bir ara orada u19 maçları oynandığını hatırlıyorum..


Artık yeni hayaller eklendi hafızalarımıza...Eminim çoğu taraftar Pasaport işlemlerine biran önce başlamak için can atıyor..Düşünmesi bile güzel çek bir İtalya vs İngiltere deplasmanı inlet avrupayı Es-es-es ki-ki-ki Eski- Eski Es ile...Koreografileri hayal bile edemiyorum..Bekle bizi Avrupa düşler sahnesi  HAYALLERİMİZ ve 16 eylül 1970 Eskişehirspor-Sevilla maçı referansımız ile geliyoruz...
Belki sahada yenilebiliriz ama Tribünlerde ASLA...

Bir Avrupa Hikayesi yarım kaldığı yerden çok yakında Eskişehir'de başlıyor...





16 Mayıs 2012 Çarşamba

STADYUMLAR...



Manchester United: Old Trafford - Theatre of Dreams (Düşler Tiyatrosu)


Manchester City: Eski stadyum Maine Road - The Hovel (Mezbaha)


Celtic: Celtic Park - Paradise (Cennet)


Rangers: Ibrox - Mordor (Yüzüklerin Efendisi romanında karanlık lord Sauron'ın yaşadığı yer)


Colón de Santa Fe: Estadio B.G. Estanislao López - Cementerio de los Elefantes (Fil Mezarlığı)


Zenit Petersburg: İnşa edilen yeni stadyum - The Spaceship (Uzay Gemisi)


Çin: Beijing Olimpiyat Stadı - The Bird's Nest (Kuş yuvası)


Inter & Milan: Giuseppe Meazza San Siro - La Scala


AS Bari: San Nicola Stadyumu - l'astronave (Uzay Gemisi)


Oita Trinita: Kyushu Oil Dome - Big Eye (Büyük Göz)


AEK: Atina Olimpiyat Stadyumu - Turtle (Kaplumbağa)


FC St. Pauli: Millerntor Stadyumu - Freudenhaus (Genelev)


Fransa: Stade de France - UFO


FC Groningen: Euroborg - Groene Hel (Yeşil cehennem)


Feyenoord: De Kuip - The Bathtub (Küvet)


Athletic Bilbao: San Mames - La Catedral - Katedral


PSG: Parc des Prince - Victor Hugo's Stadium (bu lakap son yıllarda PSG'nin düştüğü durum nedeniyle "Sefiller"e gönderme yapılarak takılmış)


SC Braga:Estádio Municipal de Braga - Pedreira (Taş Ocağı, Stad eski bir taş ocağının yerine inşa edilmiş)


Boca Juniors: Estadio Alberto J. Armando - La Bombonera (Şeker Kutusu)


Racing Club: Estadio Juan Domingo Perón - El Cilindro de Avellaneda (Avellanada'nın Silindiri)


Velez Sarsfield: Estadio José Amalfitani - El Fortin (Kale)


Rosario Central: Estadio Gigante de Arroyito - El Gigante de Arroyito (Arroyito Devi)


Newell's Old Boys: Estadio Newell's Old Boys - Parque de la Independencia (Bağımsızlık Parkı)


Gimnasia LP: Estadio Juan Carlos Zerillo - El Bosque (Orman)


New England Revolition: Gillette Stadium - The Razor (Tıraş Bıçağı)

1 Mayıs 2012 Salı

5149'a İnat Meşale - Konfeti El Ele Hep Beraber Tribüne...



5149 lakaplı  kanun sayesinde meşalenin,stadı bırakın çevresinde yakılması bile yasaklandı. Rulo konfetilerin atılması da aynı şekilde stadlarda ki yasaklar arasında.Tribüncüyseniz konfeti ve meşale vazgeçilmezlerdendir. Günümüz yasaları özellikle 5149 spor alanlarında meşale yakanlar için ciddi yaptırımlar getirse de halen fırsat buldukça yakılır meşale.Konfeti ilk olarak sahalarda toplu olarak atılmasının bir ritüle dönüşmesi tam olarak 1961 yılında arjantin 2. futbol liginde oynanan quilmes - banfield maçında atılmasıyla başlamış vegünümüze kadar geldi.(!)

Meşalenin yarattığı görsel şöleni tribünde başka hiçbir şey vermiyor.Bu işi adam gibi yapabilen, meşaleleri sahaya atmayarak tehlike yaratmayan taraftarlar meşale yasağı yüzünden hep mağdur edildi, hala da devam ediyor bu yasak.

Yasakçı zihniyete,tribünden gelmeyen anlayışsız yöneticilere,Şansallara, Ermanlara inat :“Meşale olmayan tribün yavandır. Onlarcasını,yüzlercesini yakacaksın ki galibiyetin tadı çıksın, sahada yazılan destanın tacı takılsın. Unutmayın ki yasaklar çiğnenmek için vardır.“

Meşale ve konfeti tekrardan stad'lara girsin..Zaten ülkemiz taraftarlarının nec nijmegen taraftarından farkı kalmadı...

YAKMAK ÖZGÜRLÜKTÜR...