1 Mart 2012 Perşembe

KIRMIZI - SİYAH TRİBÜN KÜLTÜRÜ..



Çok kitap okuyarakçok gezerek kazanılacak bir kültür değildir..Stad da o atmosferi yaşamakgerekir...nerede ne yapılacağını bilmektir.Tezauratları bilmek.Duruşu bilefarklıdır tribün kültürüne sahip insanın.Kendine güvenlidir tribündeyken..
Sokaklarda akşamıetmiş,patlak top peşinde koşmuş,önem derecesi yüksek olan mahalle maçlarında kavgayı gözealmış çocuğun ileri safhada içine girdiği kültürdür.Artık sokakta top oynamayaşı geçmiş,kariyer yamalı asfaltlara gömülmüş ve tribüne doğru yatay geçişyapılmıştır.ömrü mahallesinde geçen çocuk kabuğunu kırıp maçlara izleyiciolarak gitmeye başlamıştır.ilk olarak sahadaki futbol önemlidir daha sonra bugüzelliğin parçası olan tribünler farkedilir işte artık bulaşmıştır bir yerdenbu hayata,mahallenin çocuğu, şehrinin adamı olmuştur.deplasmanlarda biz olmanıngururunu yaşarken futbola aynı çocuk yüreğiyle bağlıdır değişmeyen tek şeybudur.

Bu kültürün bir parçası olmuş insanlar dışarıdan ayıplanırlar;"size paramı veriyorlar,manyak mısınız?" diye.işte bunlara cevapverememektir,anlatsan anlamayacaklardır mutlak yaşamak gereklidir.arka kapısıaçık olan deplasman otobüsündenonlarca kafanın dışarı sarkıp gururla şehrini haykırması "biz geldik"demesini söylesem onlara eminim ki gülerler,ama yaşamış olsalar...

Türkiye'deİstanbul takımlarının taraftarları tiyatro izler gibi maçlar izlerken,Bu tribünkültürünü ve kamyonlara trenlere doluşarak  onbinlerce kişilere ulaşansayıları ile Türkiyede ilk defa deplasmanlara gitme olgusunu,başlatanlar ise en büyük taraftar diye bilinen Eskişehirspor taraftarıdır ki;
ülkemizde tribün kültürü denen şey Eskişehirspor taraftarının tribünlerde takımlarını desteklerkeneğlenme biçiminin ülke çapında kopya edilmiş biçiminin adıdır.